Yaşamı boyunca aklını kullanan biri, ölümden bile korkmamalıdır.
Her şey, nedenlerin ve koşulların rastlantısal kesişmesi sonucunda ortaya çıkar ve yok olur.
Hiçbir şey, tamamıyla tek başına var olmaz; her şeyin başka her şeyle bağlantısı vardır.
İnsanın zihni kötülüklerden arınırsa, çevresi de kötülüklerden arınacaktır.
Size verilenleri gözünüzde büyütmeyin; başkalarını da kıskanmayın. Başkalarını kıskanan kişi, asla manevi huzur bulamaz.
Kızgınlığa sarılmak, başka birine atmak üzere akkor halindeki kömürü avuçlamaya benzer; yanan kişi siz olursunuz.
Bize düşüncelerimiz şekil verir; düşündüğümüz şey oluruz. Zihin kötülüklerden arındığında, neşe, asla terk etmeyecek bir gölge gibi onu takip eder.
Gücenme duygusu zihinde canlı tutulduğu sürece kızgınlık asla yok olmayacaktır. Gücenme duygusu unutulduğunda kızgınlık anında yok olacaktır.
Samimiyetsiz ve kötü kalpli bir arkadaş, vahşi bir hayvandan daha korkutucudur; vahşi bir hayvan, bedeninizi yaralayabilir; ama kötü kalpli bir arkadaş zihninizi yaralar.
Her şey değişebilir; her şey ortaya çıkar ve yok olur; insan, yaşam ve ölüm acısını tadana kadar gerçek mutluluğu ve huzuru bulamaz.
"Kendiniz kendinize ışık olun.
Dışınızda olan;
dışınızdan gelebilecek hiçbir şeyden
kim olursa olsun,
kimseden destek dayanak aramayın.
Kendinize yalnız gerçeği ışık yapın."
"Çok eski çağlardan beri yürürlüktedir diye
dedelerinin dedeleri de
saygı gösteriyor diye,
geleneklere salt gelenek oldukları için
inanma;
eski zamanların destanları, söylenceleri
böyle söylüyor diye
inanma;
kendi kafanın yaratısı olan
kurgulara, imgelere
onları oraya, Tanrı'nın soktuğunu sanıp
inanma;
öğretmenlerinin
ya da
keşişlerin
söylediklerine
yalnız onlar söylediler diye
inanma.
Ancak inceleyip irdeledikten,
kendi yaşantınla denedikten,
aklına yatkın bulduktan,
senin için de, başkaları için de
yararlı olduğu kanısına vardıktan sonra
inan."